Afyon’da Festival Var Ama Afyon Yok!
Bu yıl gastronomi organizasyonuna bir heves gittik, dedik ki “Bizim şehrin lezzetleri bir gövde gösterisi yapacak.” Daha kapıdan girer girmez sağda köfte, solda Hatay, ileride Gaziantep, derken bir ara kendimi Türkiye turuna çıkmış gibi hissettim. Bir tek “Afyon mutfağı buradayım” diye bağıran yoktu. Hani bizim kaymağımız, sucuğumuz, lokumumuz? Onlar da sanki davetiye bulamamış gibiydi.
Komşu Gelmiş, Biz Seyirciyiz
Gaziantep katmerini açmış, Hatay künefeyi uzatmış, Adana şalgamla göz kırpıyor. Afyonlu ise kenarda misafir gibi dolaşıyor. Yahu kardeşim, bu bizim evimiz değil mi? Misafirler sofraya oturmuş, biz mutfakta tabak yıkıyoruz. Valiliğimizin standı bile arka köşede saklambaç oynar gibi duruyor. Zorla bulup selam vereceksin.
Cebimizden Giden Katmerin Tatlısı
Dışarıdan gelen firmalar tezgâhı kurdu, malları dizdi, afyonluların cebinden parayı aldı, hop şehri terk etti. Bizim için geriye kalan ne oldu? Katmerin şekerli tadı değil, cebin yanık acısı! Yani kısaca: “Afyon’dan parayı al, valizi topla, güle güle.” Organizasyondan bize kalan tek şey UNESCO listesine ikinci kez girmek. O da olmasa iyice elimiz boş kalacaktı.
Misafir Ağırlamak Tamam da, Ev Sahibi Nerede?
Biz Afyon olarak böyle organizasyonlarda ev sahibi olmayı unutmuşuz galiba. Ev sahibi misafirden köşe kapmaca oynamaz. Hani bizim markalarımız? Hani yöresel ürünlerimiz? İnsan bari bir iki tane Afyon tabelasını gözüne sokar da “Evet ya burası Afyon” dersin. Yok, onu da çok gördüler.
Gastronomi Dediler, Bizim Kısmetimize Mizah Düştü
Organizasyonun bize faydası oldu mu? Oldu tabii: Mizah malzemesi! Arkadaşlarla konuşunca “Afyon’da festival varmış, ama Afyon yokmuş” esprisi şakır şakır dolaşıyor. Gülmek mi lazım, ağlamak mı, karar veremedik. Ama şu kesin: Bizim adımızı taşıyan festivalde misafir olmak, komşuların arasında ezik kalmak hiç yakışmadı.
Ayıbı Kim Yaptı?
Valiliğimizi arka tarafa koymak, ev sahibini evin çatı katına göndermek gibi bir şey. Organizasyonu yapanlar “yerleşim planı” deyip işi geçiştirdi, bizimkiler de ses çıkarmadı. Sonuç: misafir başköşede, ev sahibi kapının arkasında. Hani düğünde damadın en arka masaya oturtulması gibi… Ayıbı kim yaptı derseniz, işgüzarlıkla ilgisizliğin el ele verip yaptığı bir ortak girişim!













Yorumlar